Herkese
selamlar. Bir önceki yazının ardından önünde durduğumuz yazarlık basamaklarının
birini daha çıktık farz ediyorum. Artık hepimiz hemen hemen ne tür bir yazar
olduğumuzu ya da en azından benim daha çok yaptığım gibi ne tür bir yazar
olmadığınızı biliyor olmalısınız. Çünkü ben burada ve sonrasında genel bir
dille sizlere anlatımda bulunurken siz sahip olduğunuz dile göre kendinize
tercüme edeceksiniz.
Rahatlamak
için yazmak, yazmak için rahatlamak yazımda da belirttiğim gibi her insan
mutlaka yazar. Ancak bunun türü farklı olabilir. Biz burada kurgu türünde bir
yazı yazdığımızı varsayıyoruz. Çünkü deneme yazmak da bir yazı yazmaktır,
makale, haber, gezi yazısı… Fakat ele alacağımız nokta hikâye ve roman başta
olmak üzere kurgu türü yazılar. Bu noktada yine bir ayrıma geliyoruz. Evet,
kurgu yazacağız ancak yazacağımız yazının uzunluğu ne olacak?
Uzunluk Mudur Hikâyeyi Hikâye Yapan?
Hikâye
genel olarak kısıtlı insan, kısıtlı mekân, olay, zaman ve diğer sahip olduğu
öğelerden oluşur. Yani yazdığımız yazıda üç insan varsa, bu insanlar beraber
tatile giden üç arkadaşlarsa ve yazı bu tatili anlatıyorsa, bir de bu anlatımı
üç-beş bin kelimeyle yapıyorsa biz buna hikâye diyebiliriz. Ama lütfen şu
noktaya dikkat edelim, üç-beş bin kelimeden çok daha az da olabilir, çok daha
fazla da; bu hikâye oluşuna zarar vermez. Ancak bu genel geçer bir sayıdır. Hikâyenin
hikâye sınırlarında kalabilmesi için olaylar, zamanlar, insanlar kısıtlı
olmalıdır. Ana olayın yanında en fazla bir iki tane yan olay olmalıdır.
Şayet
kendimizi tutamıyor, yazdıkça yazasımız geliyorsa; üç beş insanla yetinemiyor
iki taraf kötü taraf beş on insan oluşturuyor, zamanda hareket ediyor, onlarca mekân
kullanıp, birden fazla ana olay ve onlarca yan olay kullanıyorsak; romana adım
atıyoruzdur.
Esasında
bakıldığında hangisini yazdığımızın pek de bir önemi yok bence. Sonuçta bu
bizim yazış tarzımızda bir farklılık oluşturmaz. Belki kurgulama noktasında
kafamızın içerisinde farklı noktalar olabilir.
Kurgulama Noktasında Taktikler
Bu konuya daha sonra ayrıntılı
olarak yeniden değineceğim. Ancak yüzeysel olarak bir kurgu nasıl oluşturulur,
yaratıcı fikirler nasıl bulunur, beyninizin içinde dönüp dolaşan o heyecan verici
ve muhteşem konuyu nasıl yazıya dökersiniz sorularına cevap vermeye çalışacağım.
1.
Öncelikle kesinlikle ve kesinlikle ‘yaratıcılığınızı’
canlı tutmanız gerekmektedir. Çünkü bir yazar olarak düşüncelerde sınır
tanımamak sizin en büyük kaynağınız. Kurgu oluşturmaktaki sınırınız hayal
gücünüzün ulaştığı yer kadardır.
2.
Bir yazar ya da yazar adayı olarak kesinlikle ve
kesinlikle yanınızda –dışarı çıkarken- bir kalem, kağıt, not defteri ya da
aklınıza gelen fikri anında kaydedebileceğiniz bir cihaz olmalı. Bu notları
daha sonradan bir araya getirmeli ve belirli aralıklarla –iki üç haftada bir
gibi- okumalısınız.
3.
Duyu organlarınız sizin en önemli
toplayıcılarınız. Gözlem yapmayı bir adet edinmelisiniz. Bakkala ekmek almaya
çıkarken bile yoldan geçen arabanın sol yanındaki hafif ezilmesini, köşeyi
dönünce karşılaştığınız kızın ya da erkeğin saçının rengini, ayakkabısının
modelini fark etmelisiniz. Yani bakmamalısınız, görmelisiniz.
4.
Oyun olarak iki saçma şey arasında bağlantı
kurmaya çalışmalısınız. Mesela bir şarj aleti ve su şişesini ele alalım. Kendi
kendinize teknoloji ürettiğiniz bir hikayede kullanmak için telefonunuzu şarj
ederken bataryadaki ısıyla kış geceleri yatağınızın başucundaki suyu ısıtan bir
makine tasarlayabilirsiniz. Bunun gibi aslında saçma gelecek bağlantılar
sonunda sizi istediğiniz yeniliğe ulaştırır.
5.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış yazmaktan korkmamalısınız.
Oluşturduğunuz kurgu size çok kötü gelebilir, hatta zevk almayabilirsiniz. Ancak
kimse –çok nadir istisnaları çıkabilir- bu işin ehli olarak doğmaz. Herkes deneyerek
ve öğrenerek gelişir. Yani kötü kurgu yapın, iğrenç olsunlar.
6.
Eski yazdıklarınıza mutlaka dönüp bakın. Oralarda
neler yazdığınız, nasıl yazdığınız size gelişiminizi göstereceği gibi farklı
bakış açıları getirecektir.
7.
Bir hikaye yazarıysanız iki veya daha fazla
hikayeni birleştirmeye çalışın. Konuları da mümkünse birbirinden alakasız
olsun.
8.
Var olan eserleri okuyup onların benzerlerini
ancak birleşiklerini oluşturun. Mesela kırmızı başlıklı kız ormanda gezerken
pinokyoya rastlasın ve beraberce yedi cücelerin evinde birer elma yesinler. Kim
ne diyebilir ki?
9.
Son olarak korkmayın. Güzel kurgu –hangi tür
olduğunuza göre değişmekle beraber- her şey olabilir.
Bu 9 öneri içerisinden gözlem yapmak kısmını kesinlikle
gerçekleştirin arkadaşlar. Çünkü aslında insan sadece ve sadece doğayı taklit
ederek gelişti. Hiçbir fikir yoktur ki bir benzeri doğada olmasın. Sonuçta uçmayı
kuşlardan öğrendik, bu güne kadar fark edilmemiş onlarca şey olduğunu
unutmayın. Hiçbir zaman her şey bulunmuş değildir, hiçbir zaman.
Umarım
yardımcı olabilmişimdir. İlerleyen yazılarımda yaratıcılığı arttırmak ve genel
yazma teknikleri üzerine de maddelemeler yapacağım. Sağlıcakla kalın,
kaleminiz daim olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder